Myomlar da rahmin (uterus) kaslarından gelişen, hemen hemen kanserleşme riski olmayan, iyi huylu oluşumlardır. Yerleştiği yere göre tanımlanırlar
- Dışa doğru büyüyenler (subseröz)
- Ortada gelişenler (İntramural)
- İçe doğru büyüyenler (submüköz)
Myomlar rahmin dışına doğru geliştiklerinde geç bulgu verirler. Hastaların ağrı ve karında şişlik tarzında şikayeti olur. İçe doğru gelişenlerde ise myom küçük dahi olsa kanama şikayeti meydana gelir. Kanama fazlasıyla, küçük dahi olsa ameliyat gerekir. 5 cm ‘in üzerinde olanlarda şikayeti olmasa bile ameliyat düşünmek gerekir. Ancak menopoza gelmiş ve myomu bu dönemde tespit edilmiş büyük myomlarda şikayet yoksa operasyon yapılmayabilir, ancak doktorun bu konudaki değerlendirmesi önemlidir. Myomu olan hastalar ameliyat kriterleri içinde değillerse, 3 ile 6 ay da bir takibe alınmalıdırlar. Uzun süreli myomu olan ve büyüme potansiyeli göstermeyen myomlar; yılda bir ultrasona alınabilirler. Ani büyüme gösteren myomlar dikkatlice ve sıkça izlenmelidirler. Bu durumda ameliyat etmek en iyisidir. Hızlı büyüyen myomlarda patoloji değerlendirmesi önem kazanır, ancak her ameliyat edilen myom tıbbi kural gereği zaten patolojik incelemeye gönderilir.
Myomlar bazen çocuk sahibi olamamaya neden olabilirler. Özellikle içe doğru büyüyen myomlar bu potansiyele sahiptirler. Sıklıkla myomun alınmasını takiben gebelik oluşur. Bazen myom varken gebe kalanlar, myomun etkisi ile düşük yaparlar. Özellikle böyle bir öyküsü olanlarda myom riskli bölgede ise ameliyat etmek gerekir. Myomu olup ta gebe kalanlarda myom var diye gebelik sonlandırılmaz, devam şansı verilir. Myomlar gebelikte büyürler ve ağrıya neden olurlar. Bu büyüme ve ağrılar genellikle ilk 20 hafta içinde meydana gelir. Bu haftadan itibaren myomlar büyümezler, hatta 30 haftadan sonra biraz küçülürler. Normal doğum yapabilen hastalarda myomlar doğumdan sonra hızlıca küçülür ve birazda ağrılı olur. Ağrı kesici kullanmak gerekebilir. Bazen myomlar doğum yolunu kapatarak normal doğumu engelleyebilirler bu durumda sezaryen yapmak gerekebilir. Eskiden sezaryen sırasında aşırı kanama olabileceği düşünülerek myom alınmazdı ancak bunun yanlış olduğu görüldü. Gebelikte myom ameliyatı biraz daha fazla kanama ile sonuçlansa da hayati bir risk taşımamaktadır, rahime zarar vermemektedir. Dolayısıyla sezaryen yapıldıysa myomun yerinde bırakmamak gerekir. Alınırsa hasta tekrar ameliyat olmaktan kurtulmuş olur. Gebe olmayan kadınlarda myomun alınması gerekiyorsa birkaç şekilde opere olabilir. Eğer myom dışa doğru ise ve rahim yüzeyine çok ince bir sapla bağlanmışsa bu taktirde laparoskopi uygun olur. Ancak geniş tabanlı bir bağlantı varsa çok kanama olabilir ve bu da laparoskopide kontrol altına alınamayabilir, bu durumdaki myomları açık ameliyatla almak gerekir. Küçük bir kesi yerinden girilerek çoğu zaman bu myomları çıkartmak mümkün olur. Myomun tamamı rahmin iç boşluğu içinde ise histeroskopi denilen yöntem ile vajinadan içeriye endoskopi sokularak alınabilir. Ve hasta böyle bir operasyondan sonra çok rahat bir şekilde hastaneden ayrılabilir (kürtaj gibi).
Bazı kadınların myomları tekrarlamak eğilimindedir, (%10 civarında). Bu nedenden dolayı takip edilmelidirler.